Archive for May, 2012
Gılgameş Efsaneleri’ndeki tarihi coğrafya ve doğal çevre izlenimleri.. Edessa.. Urfa…
Gılgameş Söylenceleri’nde adı geçen ladin ağaçları var. Bu şiirsel metnin satır aralarında okuyoruz. Urfa dolaylarında sanılan ormanlar var. Böyle, yazıldığı dönemi yansıtan tüm lirik metinler, buna benzer nesnel verilerle süslenir. Lirik metinler diyorum. Arkaik tüm metinler lirik olmak zorundadır. Urfa, arkaik Edessa adı bu metinde var mı yok mu? Bu da önemli değildir. Temel nirengi […]
Edessa, Urfa, nasıl betimlenmeli… Nüfus hareketleriyle yer değiştiren, kitlesel devinimle boşalan ve yeniden dolan kentlerde kişilik kırılmasından daha fazla şeyler olur.
Urfa nasıl yazılmalı? Kentleri sırasıyla yazıyorum son haftalarda. Bursa, İzmir, İzmit, Diyarbakır ve şimdi Urfa. Bir kent nasıl olursa kent olur ve o nasıl yazılmalı? Her kent, kişi/birey gibi kendisine bir kimlik alır. Kimlik kartı ve kişilik karizması atbaşı yanyana koşarlar. Ne yapılırsa yapılsın bazan kişilik olmaz kimlik olsa da. Kentler içinde yaşayan insanlara benzerler. […]
Diyarbakır bir kent olarak nasıl yazılmalı… Bir yazar, bir yazı yazmadan önce nasıl yaşar… Yazar, yaşam yapıt üçgenidir bu…
Yazarlar ve kentler diye, ortak bir konu başlığı altında ne yazılabilir? Böyle düşünerek o metnin tasarımıyla dışarı çıktı yazarımız. Kentin bir nabız gibi vuran Gazi Caddesinde yürüdü. Yaşayan her yazar yer, içer ve soluk alır, verir. Bi yanda yazarımız düş kuruyor… Diyarbakır yaşamı için yol alıyor hem de. Sağlı, sollu tatlıcı kazanları, kova kova, raf […]
Diyarbakır’da Yansıma Dergisi’nin kırk yıl önceki meraklı okuru, nereden nereye, şimdi kırk yıl sonra uluslararası tanınmış Kürt yazarı Şeyhmus Diken ve bir söyleşi…
Bugün yine anılara dayalı bir sunumla karşınızda bu satırların yazarı. Aradan 40 yıl geçmiş. Yansıma Dergisi, yetmişli yıllar. Şeyhmuz Diken adında o gün yirmi yaşındaki bir gençle, kırk yıl sonra Diyarbakır’da karşılaşma anısıdır bu. Yansıma Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olan bu satırların yazarına yetmişli yıllarda bir nezaket ziyareti yapmış Şeyhmuz Bey. Bunu da unutmamış. Sonra […]
Diyarbakır Kitap Fuarı, çocuklarla bir karnaval havasında, rüya gibi geçiyor…
Diyarbakır Kitap Fuarı iki gin önce başladı. Buraya gelirken, uçakta düş kurmakta zorlandım. Nasıl bir karşılaşma olacak, merak ettim yol boyu. Birkaç ayrı açıdan yoğunlaştı merakım. Değerli İzleyici, İkinci merakım kitap severler… İki gün boyunca okullar, öğrenciler ve öğretmenler… Başka izleyici yok, salonlar onlarla doldu ve boşaldı. Öğrenciler kitap alamıyor, ne olursa olsun imza istiyorlar. […]
İzmit bir kent olarak nasıl yazılmalı… İzmitli arkaik yazarlar nerede… ve yazarımız Tekin Sonmez: Kentler mi insanları, insanlar mı kentleri.. diye, İzmit’de düşeduruyor…
Bu satırların yazarı bu kez Kocaeli Kitap Fuarı için İzmit’e geldi. Geldi geldi de ‘ne ola, hoş gelişler ola’ diyen olmadı. Gülmeceli geliş oldu. Her yolculukta, her gezginlikte olduğu gibi, burada da zihinsel, güncel ve yazınsal üç dünya kurdu ve doğal yaşamını korudu, her yerde olduğu gibi. Şöyle ki hep yaşamı savunma, sarmal/helezoni bir yay […]
Kocaeli Kitap Fuarı’nda Bardız haberleri… Şahinler Ailesi.. üçüncü kuşak.. Zelliba Abla’nın torunu Türker Şentürk…
Bugün dünyanın başka bir köşesinden Bardız haberleri sürüyor. Bugün 18 Mayıs 2012. Bardız haberleri derken, nüfus hareketleri ile öne gelen ve gündem olan haberler, demek isterim. Nüfus hareketleri ile İzmit’e gelen ve Kocaeli il sınırlarında yerleşen bir Bardız’dan söz etmek isterim. Şahinler Ailesi bir süredir bir kalem ucunu sivriltiyor. Hangi kalemin? Bu satırların yazarı bir […]
Smyrna’da, Büyük İskender, bir huş ağacının altında kilim dokur gibi düş görüyordu, yazarımızın gördüğü düşte…
Kazananlarla yitirenlerin kabus yaşadıkları kent, diye İzmir’den bir ses geldi. Bu ses, Basmane’de konaklayan yazarımıza dek ulaştı. Belki de bu sesle olacak, yazarımız Basmane’de son iki gün içinde iki kez aynı düşü gördü. Düşünde Büyük İskender, bir huş ağacının altında kilim dokur gibi düş görüyordu. Kilim dokumak gibi düş görmek, Büyük İskender’e daha o çocuk […]