Archive for July, 2009

Kulu’dan Avrupa’ya Göç Sürüyor; On dokuzuncu yazı

Değerli İzleyici, 1964’de ilk kuşak Avrupa’ya ayak basan Sayın Mustafa Akan’dan neredeyse elli yıl sonra Kulu’nun Avrupa’da istihdam tarihini ve Kulu’dan Avrupa’ya göç tarihini sürdüren Sayın Mahir Akan ile yaptığım söyleşiyi yayınlıyorum. SORU; Sayın Mahir Akan, Söz uçar, yazı kalır anlatın lütfen, dört çocuğunuz var onları okutmak istiyorsunuz. Maceranız şurada enteresan, tüm bunların yanı sıra […]

Midsommar günü güneş herkese eşit doğar; Beşinci yazı

Değerli İzleyici,Bir süre önce midsommardag kutlaması ile ilgili iki sunum yaptım. Kemanlarıyla melodik halk ezgileri sunan bayanlar ve onların arkasında çocuklarla erişkinler folklorik renkli bir kortej halinde gelip maytap şenliğindeki fişekler gibi geçip gitmişlerdi. İleride üzeri yeşil yapraklarla biçem verilmiş bir direk vardı. Bu direk midsommardag kutlaması için simgesel bir anlam taşır ve İsveç’te her […]

Kulu, Belçika, 1964 Mustafa Akan konuşuyor; On sekizinci yazı

Değerli İzleyici, Fırsat çıktıkça yeni söyleşiler olacak, yeni görüşlerle içli dışlı olacağız, Kulu’yu tanırken, dünyayı tanıyacak, dünyayı tanırken Kulu’yu da biraz öğreneceğiz. Sözlü tarih, bu şekilde yazılı tarih olur. Yazılı tarihi olmayan, Avrupalı dediğimiz ülkeler böyle çalıştılar. Avrupa’yı ilk gören, Avrupa’yı ilkeleriyle ilk kez Kulu’ya taşımak isteyen, idealist ilk kuşak Kulu aşığı, Sayın Mustafa Akan […]

Kulu/Stockholm nüfus hareketleri; On yedinci yazı

Değerli İzleyici, Kulu söyleşilerine bakarak, sözcüklerin teknik ayrışımı ile Kulu’ya yaklaşalım ve Kulu’yu yönetenlere bakalım. Mehmet Ali Baran söyleşi analitik açıdan güvenilir bir başlangıç noktasıdır, dedim. Bu açıdan Kulu’yu algılamak için Kulu’yu yönetenlere bakmayı sürdürüyorum. Nüfus hareketlerine bağlı Kulu gerçeğinin algılanması açısından Sayın Baran’ın yalın ve fakat sosyologları bile imrendirecek tartışmasız anlaşılır bir açıklaması var. […]

Kulu’nun Geleceği ve Kulu Sevdası; On altıncı yazı

Kulu/Stockholm uzmanı Sayın Haydar Akan ile yaptığım söyleşinin ilk iki bölümünü yayınlamıştık. Bu içtenlikli konuşmalar Stockholm’de ve Kulu’da ilgi gördü. İrdelenen konuları farklı açılardan buradaki keşif masasında gündem maddesi yaparak sunacağız. Üçüncü ve bu son bölümde; ‘İsveç’teki Kulu kökenli aydınlarla Kulu arasında iletişim kopukluğu var mı, yok mu’ ve ‘Kulu’nun geleceği’ sorusu yanıtını arıyor. T.S. […]

Nordiska Museet, İsveç kültür tarihi arşivleri; Dördüncü yazı

Geleneksel eğilimler eşliğinde on yedinci yüzyıldan günümüze İsveç kültür tarihinin renkli örnekleriyle yaşam ve çalışma hayatı Stockholm’de ‘Nordiska Museet’de sergileniyor. Bugün İsveç’in en büyük kültür tarihi zenginliğini sergileyen bu müzenin kuruluşunu Artur Hazelius 1872’de başlatmış. Çizimi, mimar Gustaf Clarson tarafından yapılmış ve yapının açılışı 1907’de olmuş. Kuzey Rönesansı mimari üslubu ile dışa dönük büyüleyici yapının, […]

Cumhuriyet ile rol yüklenme bilinci, İsmail Hakkı ve Derviş Abidin Baran; On beşinci yazı

Tarih sıralamasına göre Kulu’yu algılamak için, doğaldır ki ilkin Kulu’yu yönetenlere bakacağız. Önceki yüzyılın sonları ya da olası ki Cumhuriyet öncesi yüz yılın başlarında doğan baba Derviş Abidin Bey’in üç evlilik yapmış olduğunu anlıyoruz Sayın Mehmet Ali Baran ile olan söyleşiyi izleyince. İsmail Hakkı Efendi’nin kardeşi olan ve Cumhuriyet öncesi üç evlilik yapan baba Derviş […]

Dönüşen Toplum, Tarih Bilinci; On Dördüncü Yazı

Değerli İzleyici, Kulu söyleşilerine bakarak, sözcüklerin teknik ayrışımı ile Kulu’ya nasıl yaklaşabiliriz? Örnekse sözlü tarih verisi olarak Mehmet Ali Baran (1921-2008) söyleşisi nasıl bir araştırma tabanı oluşturur ve elimizdeki görselleri izleyerek Kulu’yu algılama açısından ne tür bulgulara varabiliriz? Yazısız bir toplumda “Kulu ve Tarih” diye nesnel bir konu olacaksa, Mehmet Ali Baran ile yaptığım söyleşi […]

Paganik “midsommardag” kutlaması “Hedniskt midsommarfirande”; Üçüncü Yazı

Astronomi açısından gece ile gündüzün eşit olduğu güneşli en uzun gün midsommardag diye adlandırılır İsveç’te. “Midsommardag” günü Kuzey’de gece olmaz ve polcirkeln’de güneş 24 saat ışıklarını saçar. Bu konuya deggin “stenmonument” diye adlandırılan birçok “taş anıt” vardır Kuzey’de. Güneşin her yıl, hangi anda, hangi noktada kesiştiğinin işaretleri olarak adlandırılan bu formlar, simgesel anıtlar olarak değil, […]